20 Temmuz 2013 Cumartesi
Yönetilebilir Olmayan Büyük ve Riskli Projeler
Ülkemiz büyük ve riskli projeler için deneme tahtası değildir. Riskli olduğu için vazgeçilen teknolojilerin çöplüğü de olamaz. Ör:Termik santraller, Nükleer santraller, HES'ler, vb. Bu yönde alınan kararlar hatalıdır, yükü üstlenilmemelidir.
Yönetilebilirliği zayıf, ciddi riskler barındırıan çöp teknolojilere itibar edilmemesi gerekir. Ör: Eski rüzgar tirbünleri vb.
Yurttaşın haklarına saygı gösterilerek, karar süreçlerine yerel halkta dahil edilmelidir.
Yönetimin yarattığı sorunların ve hak ihlallerinin AİHM'ne kadar savunmalarla geri alınacağı unutulmamalıdır.
http://dirensinop.blogspot.com/2013/07/bu-santrali-baska-hicbir-ulke-onaylamad.html
Yönetilebilirliği zayıf, ciddi riskler barındırıan çöp teknolojilere itibar edilmemesi gerekir. Ör: Eski rüzgar tirbünleri vb.
Yurttaşın haklarına saygı gösterilerek, karar süreçlerine yerel halkta dahil edilmelidir.
Yönetimin yarattığı sorunların ve hak ihlallerinin AİHM'ne kadar savunmalarla geri alınacağı unutulmamalıdır.
http://dirensinop.blogspot.com/2013/07/bu-santrali-baska-hicbir-ulke-onaylamad.html
10 Mart 2013 Pazar
Almanya Enerji Dönüşümü - imc ve Türkiye'deki Turizm baskısı
Ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçiş stratejileri 90'lardan bu yana hızla ve kararlı bir şekilde değişip, kamuoyunun bu yöndeki siyasal baskısı artarken, bizim nükleere geçişimiz dışa bağımlılığımız vb haber:
http://www.dailymotion.com/group/cevre#video=xy1y55
Yoğunluğu dağıtan turizm tercihleri:
Ülkemizin coğrafyası: Kuzeyden Güneye, Doğudan Batıya soğuklar ve rüzgarlar azalıp, yayla/kültür/inanç/kentsel vb turizm yelpazesi her noktada farklı iklim kuşakları içinde genişlerken, tüm bu olasılıklara ve tabiki (eğer lütfedip tutulsaydı, istatistiklere göre artan eğilimler) daha rahat yakalanıp, seyahat acentaları da ona göre organize olunabileceklerdir...
Bu konulara yönelik düşünülenler ve konuyu sivil insiyatifinde (rantsız amaçlarla) toplum yararına tartışarak, fikir paylaşımlarının artması şart. Henüz kitle turizmiyle sahillere yığılma ve çarpık yapılaşmayla, her türden sit alanlarıyla, turistik kentlerin hali iç açıcı olmayan bir durumda ne yazık ki...
Anadolu coğrafyasından ve engin kültüründen biraz olsun anlayanların ve ülkeyi ayrıştırmayanların yönetimiyle güven dolu bir geleceğe doğru ilerlemek dileğiyle...
Kaynak:
Avrupa'nın koruma anlayışı ve kültürel birikimi turistik kentleriyle bizi katlamıştır, o bilinçle yaklaşırsak tabiki zamanla (en az 10 yılda) sollardık, ama doğayı ve kültürel mirası çağlar boyu olduğu gibi koruma fazlasıyla uzmanlık isteyen çok meşakatli bir iştir.-
http://azizcumhurkocalar.blogspot.com/2012/06/turizm-basksndan-kaynaklanan-kentsel.html
http://www.dailymotion.com/group/cevre#video=xy1y55
Yoğunluğu dağıtan turizm tercihleri:
Ülkemizin coğrafyası: Kuzeyden Güneye, Doğudan Batıya soğuklar ve rüzgarlar azalıp, yayla/kültür/inanç/kentsel vb turizm yelpazesi her noktada farklı iklim kuşakları içinde genişlerken, tüm bu olasılıklara ve tabiki (eğer lütfedip tutulsaydı, istatistiklere göre artan eğilimler) daha rahat yakalanıp, seyahat acentaları da ona göre organize olunabileceklerdir...
Bu konulara yönelik düşünülenler ve konuyu sivil insiyatifinde (rantsız amaçlarla) toplum yararına tartışarak, fikir paylaşımlarının artması şart. Henüz kitle turizmiyle sahillere yığılma ve çarpık yapılaşmayla, her türden sit alanlarıyla, turistik kentlerin hali iç açıcı olmayan bir durumda ne yazık ki...
Anadolu coğrafyasından ve engin kültüründen biraz olsun anlayanların ve ülkeyi ayrıştırmayanların yönetimiyle güven dolu bir geleceğe doğru ilerlemek dileğiyle...
Kaynak:
Avrupa'nın koruma anlayışı ve kültürel birikimi turistik kentleriyle bizi katlamıştır, o bilinçle yaklaşırsak tabiki zamanla (en az 10 yılda) sollardık, ama doğayı ve kültürel mirası çağlar boyu olduğu gibi koruma fazlasıyla uzmanlık isteyen çok meşakatli bir iştir.-
http://azizcumhurkocalar.blogspot.com/2012/06/turizm-basksndan-kaynaklanan-kentsel.html
15 Aralık 2012 Cumartesi
İSTANBUL NÜKLEER KARŞITI PLATFORM KONGRESİ
İSTANBUL NÜKLEER KARŞITI PLATFORM KONGRESİ
İstanbul Nükleer Karşıtı Platform tarafından 16 Aralık Pazar günü saat 13:00-17:00 saatleri arasında İstanbul Tabip Odası‘nda bileşenlerin katılımıyla kongre düzenlenecektir. İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında gerçekleştirilecek kongre iki bölümden yapılacaktır.
Kongrenin birinci oturumunda, açılış konuşmaları, Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenlerinin konuşmaları, forum ve film gösterimi yapılacaktır. İkinci oturumda ise NKP komisyonlarının oluşturulması ve İstanbul NKP Yürütmesi oluşturulacaktır.
Katılımınızı bekliyoruz.
Tarih : 16 Aralık 2012 Pazar
Saat :13:00-17:00
Yer : İstanbul Tabip Odası - Kroki için tıklayın
PROGRAM
1. Oturum
· Açılış Konuşması
· NKP Tarihi
· NKP Bileşenleri Konuşmaları
· Forum (Akkuyu, Sinop, İğneada)
· Plaket Töreni
· Film Gösterimi
2. Oturum (Sadece NKP Bileşenleri için)
· NKP Komisyonlarının oluşturulması
· İstanbul NKP Yürütmesinin Belirlenmesi
İstanbul Nükleer Karşıtı Platform tarafından 16 Aralık Pazar günü saat 13:00-17:00 saatleri arasında İstanbul Tabip Odası‘nda bileşenlerin katılımıyla kongre düzenlenecektir. İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında gerçekleştirilecek kongre iki bölümden yapılacaktır.
Kongrenin birinci oturumunda, açılış konuşmaları, Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenlerinin konuşmaları, forum ve film gösterimi yapılacaktır. İkinci oturumda ise NKP komisyonlarının oluşturulması ve İstanbul NKP Yürütmesi oluşturulacaktır.
Katılımınızı bekliyoruz.
Tarih : 16 Aralık 2012 Pazar
Saat :13:00-17:00
Yer : İstanbul Tabip Odası - Kroki için tıklayın
PROGRAM
1. Oturum
· Açılış Konuşması
· NKP Tarihi
· NKP Bileşenleri Konuşmaları
· Forum (Akkuyu, Sinop, İğneada)
· Plaket Töreni
· Film Gösterimi
2. Oturum (Sadece NKP Bileşenleri için)
· NKP Komisyonlarının oluşturulması
· İstanbul NKP Yürütmesinin Belirlenmesi
1 Aralık 2012 Cumartesi
Gezegende Yaşam Sürdürülebilir mi?
Sıfatsız eylem birliği
2007-... Logosuz, adressiz bir yolculukla başlayan işlerle
Siz kimsiniz? sorusuna verilen çarpıcı yanıtlar:
"Isı yükseldiği zaman buharlaşıp ihtiyaç olan bölgelere yağarlar"
Onlar karşımıza böyle gelmeyi tercih ediyorlar. Ne güzel...
İşte iyi vakit geçirebileceğiniz tatlı bir yağış vakti yine geldi:
http://www.yazarkafe.com/icerik/463000/surdurulebilir-yasam-film-festivali.htm
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151203853003172&set=oa.109385472560928&type=1&theater
...
2007-... Logosuz, adressiz bir yolculukla başlayan işlerle
Siz kimsiniz? sorusuna verilen çarpıcı yanıtlar:
"Isı yükseldiği zaman buharlaşıp ihtiyaç olan bölgelere yağarlar"
Onlar karşımıza böyle gelmeyi tercih ediyorlar. Ne güzel...
İşte iyi vakit geçirebileceğiniz tatlı bir yağış vakti yine geldi:
http://www.yazarkafe.com/icerik/463000/surdurulebilir-yasam-film-festivali.htm
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151203853003172&set=oa.109385472560928&type=1&theater
...
11 Eylül 2012 Salı
Nükleer santral yapılıyorken; Ülkemizde güvenlik ve riskler...
KAYNAK:
http://www.facebook.com/Itaatsiz.org?ref=stream
Karşılaştırma için,
Hindistan örneği:
http://www.facebook.com/media/set/?set=a.358676697547319.85549.100002149765674&type=1
http://www.facebook.com/Itaatsiz.org?ref=stream
Karşılaştırma için,
Hindistan örneği:
http://www.facebook.com/media/set/?set=a.358676697547319.85549.100002149765674&type=1
Etiketler:
Mersin,
Nükleer santral,
Ülkemizde güvenlik ve riskler
15 Temmuz 2012 Pazar
Proje: Organik tarım ve hayvancılık çiftliği
Proje çağrısı ve katılımcı arayışları
Fikir yaratıcıları, destekçiler, mütevazi ve uzaktan yatırımcılar, bahçe hobisi, vb. katılımcılara açık proje
İçindekiler
A. Proje katılmcılarının alanları ile mevcut bilgi ve deneyim potansiyeli
B. Deneysel pilot olanaklarla bazı aktif (kuramsal/pratik) araştırma alanları:
C. Deneyimli Danışmanlar ve Erişim Kaynakları:
D. İlgililere gönderilebilecek dosyanın kapsamı:
A. Proje katılmcılarının alanları ile mevcut bilgi ve deneyim potansiyeli
Akademik araştırmalar:
Şehircilik, Mimarlık, Tasarım, İşletme, Felsefe, Tıp, Mühendislik(Endüstri, Elektrik, Elektronik, Haberleşme), İnşaat, Lojistik, Antropoloji, Eğitimci, Anaokulu öğretmenliği, Psikoloji, Sosyoloji, İstatisti, Psikiyatri
Sanat alanları: Tiyatro, Dans, Sinema, Heykel, Resim
Pratik saha:
Özet
Aşağıdaki bazı tespitlerden hareketle ve farklı motivasyonlarımızla ortak (ütopik olmayan)
bir proje oluşturma yoluna girmek isteyebilirsiniz. (Canlı Büyüyen Örnekler: Buğday-TaTuTa)
Tespitler:
Modern kentsel yaşamın yarattığı tahribata mahkum değilsiniz.
Alternatif bir yaşam modeli geliştirebilirsiniz.
İçindekiler:
I. Strateji
II. Pazarlama
Fikir yaratıcıları, destekçiler, mütevazi ve uzaktan yatırımcılar, bahçe hobisi, vb. katılımcılara açık proje
İçindekiler
A. Proje katılmcılarının alanları ile mevcut bilgi ve deneyim potansiyeli
B. Deneysel pilot olanaklarla bazı aktif (kuramsal/pratik) araştırma alanları:
C. Deneyimli Danışmanlar ve Erişim Kaynakları:
D. İlgililere gönderilebilecek dosyanın kapsamı:
A. Proje katılmcılarının alanları ile mevcut bilgi ve deneyim potansiyeli
Akademik araştırmalar:
Şehircilik, Mimarlık, Tasarım, İşletme, Felsefe, Tıp, Mühendislik(Endüstri, Elektrik, Elektronik, Haberleşme), İnşaat, Lojistik, Antropoloji, Eğitimci, Anaokulu öğretmenliği, Psikoloji, Sosyoloji, İstatisti, Psikiyatri
Sanat alanları: Tiyatro, Dans, Sinema, Heykel, Resim
Pratik saha:
- Tarım ve Hayvancılık deneyimi,
- Kültür ve Doğa sporları etkinlikleri,
- Aktivist deneyimi,
- Fethiye-Faralya köyü, Permakültür ve Tarımsal deneyimli girişim modelleri
- Aktif çiftlik evi ve arazisi '10-15 dönüm', işletimin iyileştirilebilirliği?
- Böyle bir projenin amaç ve kapsamı nasıl oluşturulabillir?
Pratikte yaşama döngüsü deneyimleri olan danışmanlarımızla birlikte (eğer kabul ederlerse)
böyle bir girişimi yönlendirmeye ne dersiniz? - Kırsal yaratıcı yerel malzemeli mimari modellemeleri?
- Pratik Ararştırma sahaları: İstanbul, Sivas, Tokat-Niksar, Malatya, İzmir, Bodrum, Ordu
- Kırsal ve kentsel yaşamlarıın eleştirisi
- Buğday Derneği vb. org.pazar dağıtımcıları hk.da araştırmalar
- Permakültür, Tarım ve Hayvancılık ile ilgili eğitici yada deneyim videoları (Youtube)
- AOÇ örneğinde gelişmeler (tezleştirilmesi beklenir...)
- Köy Enstitüleri deneyiminin (tezleştirilmesi beklenir...)
- wvw.surdurulebiliryasam.org/ Tasarımcı, Sürdürülebilirlik uzmanları, Stratejist
- Müh., lojistik, org.zinciri http://www.facebook.com/
cemulusoy -
- Kitaplar (Permakültür vb)
- Makale, bildiri (doc, pdf, ppt)
- "Deyişim" e-grubu http://groups.google.com/group/deyisim?hl=en
- Çöpkutum e-grubu http://groups.google.com/group/copkutum?hl=en&pli=1
- Güncel AB - TC-Tübitak destekli projeler ve başarı hikayeleri
- ...
Özet
Aşağıdaki bazı tespitlerden hareketle ve farklı motivasyonlarımızla ortak (ütopik olmayan)
bir proje oluşturma yoluna girmek isteyebilirsiniz. (Canlı Büyüyen Örnekler: Buğday-TaTuTa)
Tespitler:
Modern kentsel yaşamın yarattığı tahribata mahkum değilsiniz.
Alternatif bir yaşam modeli geliştirebilirsiniz.
İçindekiler:
- İlgili örnek prjlerden deneyimler:
- Sahada yerinde tespitler (sohbet notları-foto-yerel bilgiler-iş akışları-bütçe-döngü)?:
- Proje Gerekçelerimiz
- Uzman ve Akademisyenlerden bazı gerçekçi deneyim birikimleri
- Kaynaklar (deneyimleri ve gerçekliği sizlere doğrulayacaktır)
I. Strateji
II. Pazarlama
III. Paylaşımlarınız?
IV. Dolaylı Sonuçlar
Yeni Sorular:
IV. Dolaylı Sonuçlar
Yeni Sorular:
Etiketler:
Antropoloji,
Eğitim,
Endüstri,
Enerji,
Felsefe,
Hayvancılık,
İnşaat,
İşletme,
Lojistik,
Mimarlık,
Mühendislik,
Proje,
Psikiyatri,
Sanat,
Şehircilik,
Tarım,
Tasarım,
Tıp
3 Haziran 2012 Pazar
Yer bilimlerinde buluşma gizemi
Potansiyel disiplinlerüstü bir yaklaşım her derde deva olurdu:
(Jeoloji, Jeofizik, Maden, Geomatik, Ziraat, Çevre, Kıyı, Coğrafya, Şehircilik, Mimarlık, İnşaat, Ulaşım)
Diğer bilim alanlarını da besleyebilecek bu tür açılımlara gereksinim var.
Yer Bilimleri Enstitüsü gereksinimi çoktan artmış durumda, görüp organize olabilen gözlere:
10 Mayıs 2012 Perşembe
KAZ DAĞLARI - ALTIN Madenleri ve doğanın katliamı
- KAZ DAĞLARI / BU KATLİAMA SEYİRCİ KALMAMAK İÇİN LÜTFEN PAYLAŞALIM!!!
*Eşsiz doğal kaynakları, endemik bitkileri, mitolojik ve arkeolojik özellikleriyle, ülkemizin önemli tabiat alanlarından birisi ve gezegenimizin İsviçre Alplerinden sonra, ikinci en önemli oksijen deposu olan Kaz Dağları, tüm özelliklerini kaybetme riskiyle baş başa!
*Kaz Dağlarının kendine özgü köknar ağacı ve 47 endemik bitkisi, 78 nadir bitkisi, 906 bitki türü ve milyonlarca ağaç, orman içi dip bitkileri ve tüm tatlı su kaynaklarıyla birlikte, canlı yaşamı da ciddi tehdit altında.
*Sadece % 30’luk kısmı milli park ilan edilen Kaz Dağlarının bağrı kazılıyor, kayaları dinamitleniyor, asırlık ağaçları kesiliyor, endemik bitkileri yok ediliyor, yollar yapılıyor, şantiyeler kuruluyor, sondaj alanları açılıyor, toprağına çaresi olmayan zehir sızdırılıyor, suları zehirleniyor, havası karartılıyor!
*Kaz Dağları’nda daha çok altın, altının yanı sıra, bakır, kurşun, çinko gibi başka madenler aranıyor.
*Kaz Dağları’nda 250-300 ton altın rezervi olduğu tahmin ediliyor. Toprağın derinliklerinde zerrecikler halinde bulunan bu altının çıkarılması için, toprağın yüzlerce metre kazılması, tonlarca toprağın siyanür ile ayrıştırılması gerekiyor.
*Topraktan bir gram altının ayrıştırılması için yarım ton su, 175 gram siyanür gerekiyor. Örneğin Bergama’nın Ovacık Köyü’nde işletilen altın madeninde, 1 ton topraktan ortalama 10 gram altın elde edilmektedir ve bugüne kadar 17 ton altın çıkarılmıştır. Bu binlerce ton toprağın kazıldığı, siyanürle ayrıştırıldığı anlamına geliyor.
*250 ton altının çıkarılabilmesi için; 43.750 ton siyanür, 125 milyon ton su kullanılması ve 250 milyon ton toprağın kazılarak, hallaç pamuğu gibi atılması gerekiyor. Uygulamada ise, 2,5 milyar ton kaya ve toprağın siyanür havuzlarına taşınacağı hesaplanıyor!
*Bu arada ne kadar ağacın kesileceği, orman altı dip bitkisinin ve endemik bitkinin yok edileceği, hayvan varlığının ne denli zarar göreceği, ne kadar suyun zehirleneceği, ne kadar zeytin ağacının kuruyacağı, kaç dönüm mera alnının yok olacağı ayrıca hesap edilmek durumunda.
*Yerel halkın sağlık açısından göreceği zararların da ne olacağı bilinmemekte!
*Yerel turizmin olumsuz etkilenmesi, ekonomik kayıplar, çevresel yıkımın maliyeti de eksi hanesinde yer almakta.
*Altın çıkarılan bütün alanlarda, geriye siyanür ile zehirlenmiş toprak, ormanı yok edilmiş bir alan, toprağı alınmış dev çukurlar kalıyor.
*Kaz Dağları bir ölüm kalım mücadelesinde.
*Dağlar şantiyeye döndü, ağır iş makinelerinin durağı haline geldi.
*Sanki büyük bir felakete uğramış görüntüsü sergiliyor.
*Aklını kaybetmişçesine bir saldırının odağı haline geldi; 16 maden şirketi, ‘altına hücum’ deliliğiyle bağrını deşiyor bu eşsiz ve güzel dağın.
*Cennet olarak bu ulusa bahşedilen Kaz Dağları, bu ülkeyi ve güzellikleri hak etmediğimizi kanıtlarcasına bir saldırıyla, aldırmazlıkla, inatla ve geçici maddi hırslarla cehenneme döndü, dönüyor!
*Çoktan havası solunamaz, suları içilemez, zeytini hasat edilemez hale geldi.
*Üstelik bu eşsiz doğa parçası, yasalarla, uluslararası sözleşmelerle, kamu gücüyle ve ülkemizin çıkarları için, halkımızın adına korunmakta(!)
*Bakın, bu tahribat nasıl başladı;
*2004 yılında çıkartılan 5177 Sayılı Maden Yasası’nın 7. Maddesi ile tarım alanları ve ormanlar, sit alanları ve su havzaları ile kıyılarda maden aranmasının ve işletilmesinin önü açıldı.
*Bu yasa ile artık, maden arama faaliyetleri ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin dışında bırakılırken, arzu edilen her yer için, hatta arkeolojik alanlar için dahi, maden arama ruhsatı kolaylıkla alınabilir ve maden çıkartılabilir. ÇED, ancak aranan sahada maden bulunursa, işletme ruhsatı için gündeme geliyor.
*Bu yasa ve yasada yapılan değişikliklerle birlikte, ormanlar, tarım alanları, mera ve sit alanları, kültürel zenginlikler, millî park, tabiat parkı ve özel koruma alanlarında büyük bir tahribatın önü açılmış oldu, doğal ve coğrafi güzellikler korumasız bırakıldı.
*Bu yasa sonrasında korumasız kalan Kaz Dağları ya da bir başka maden arama alanında bakın ne gibi tahribatlar oluyor;
‘’…Kaz Dağları’nda delikler açılırken, bir sondaj makinesi en az 30 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Bu büyüklükte bir alandaki bütün ağaçlar kesiliyor. Sondaj bir defada bitmiyor, sayısı 100’leri, 300’leri bulabiliyor… Şantiyelerin kurulmasından iş makinelerinin ormana girebilmesi için yol açılmasına kadar çok kapsamlı bir faaliyet gerekmektedir. En azından, (37 adet) arama ruhsatı olan 16 şirket için 16 ayrı şantiye, (yaşam alanları, barakalar vb.), ayrı makine parkı ve yollar gerekiyor. Altın bulunması halinde madenin yıkanması için yapılacak büyük su havuzları da işin çabası (Prof. Dr. Cihan Dura)…’’
*Kaz Dağlarında, 285 ayrı bölge için arama ruhsatı verildiği biliniyor!
*Kısacası, adına uygun bir şekilde her karış toprağı ‘kazılan’ ‘Kaz Dağları’, kaderine teslim olmuş bir şekilde, yok edileceği günü bekliyor!
Çevre Misyonu Platformu /ÇEVREM
28 Şubat 2012, Salı
— Esmer Dergisii, Poyraz Vurgun, Mehmet Nuri Parmaksız, Zuhal Esmeramin Şahin, Datca Sanat, Fatma Ozkurt, Ahmet Kılıç, İsmet Arslan, Döndü Açıkgöz, Ahmet Canbaba, Nazan Pamuk, Ahmet Özdemir, Akman Gedik, Haydar Akboga, Datça Belediyesi, Ahmet Dümrül, Dilruba Nuray Erenler, Tuncer Cucenoglu, Fevzi Günenç, Bülent Güldal, Öner Yağcı, Tamer Uysal, Gülsüm Cengiz, Gülderen Canyurt, Mazhar Alphan, Hüseyin Alemdar, Murat Güreş ve Mansur Ekmekçi ile birlikte.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)